Bazı manzaralar vardır ki tabiat olayları tarafından şekillendirilir. Burada fotoğrafçının bir rolü yok gibi gözükse de, fotoğrafçı çekmiş olduğu belge fotoğrafını almak için en doğru zamanı ve açıyı kullanmayı bilmeli, takipçiliğini ve bakış açısını belirleyip manzarayı gözlerini bakaca götürmeden çekmelidir. Gerisi ise kadrajını belirleyerek oluşturacak olduğu fotoğraf dizisidir.
Bazen geniş manzaraların içinde çok büyük hikâyeler gizlidir. Tıpkı aşağıda bulunan fotoğrafta olduğu gibi…
Fotoğrafçı; büyük bir manzara içerisinde belirlemiş olduğu çerçeveyi görerek, kompozisyonunu oluşturacağı doğru konum ve açıya gitmiştir. Sonrasında ise bir kervanın ya da deve grubunun geçmesi için bekleyerek en doğru zamanda sonuca gitmiştir.
İşte burada bahsini edebileceğimiz olgu şudur; Algımızın bize vermiş olduğu fırsatlar dâhilin de bu ucu bucağı gözükmeyen manzaraların önüne geçtiğimiz anlarda hiç acele etmeden, sınırların elverdiğince inceleyip, farklı kompozisyonlar oluşturabiliriz.
Tıpkı aşağıdaki “Örnek-1” isimli manzara fotoğrafının altında oluşturulmuş “Çölde Dörtyol” isimli fotoğraf gibi…
Bu fotoğrafla ilgili son olarak şunları söyleyebiliriz. Bakış açımızın bize vermiş olduğu güç, yaratıcılığımız ve hayal gücümüz ile doğru orantılı çalışarak en doğru sonuçlara ulaşmamıza yardımcı olur. Buda bizim sıra dışı fotoğraflar çıkarmamıza sebebiyet verir.
Manzara fotoğraflarıyla ilgili daha farklı konularda konuşmak gerekirse günbatımı, gündoğumu, hortum, şimşek, fırtına, yağmur, gökkuşağı, farklı bulut şekilleri vb. olayları içinde barındıran ve kimi zaman yalnızca doğa öğelerinden oluşan kimi zamansa bir şehri konu alabilen fotoğraflar bu kategoriye örnek gösterilebilir.
Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta fotoğrafçının manzaraya vermiş olduğu kompozisyondur. Konuyu kurarken kullanım dozunu çok iyi ayarlamalıdır ki estetik olarak fotoğrafa bakan insanların algıları sürekli açık kalmalıdır.
Mesela gökyüzünün yeryüzüne olan oranını tayin ederken mutlak olarak kompozisyon kurallarına uyulmalıdır. İyi bir manzara fotoğrafının vazgeçilmez unsurlarından biriside ufuk çizgisidir.
“ Örnek-2” adlı fotoğraftaki gibi ufuk çizgisinin düz olması fotoğrafınızın sağlam temeller üzerine kurulmasını sağlar. Tüm bunlardan bahsederken unutulmaması gereken en önemli faktörlerden birisi ise ışıktır.
Aydınlanmanın dozu fotoğrafın kompozisyon gücüne doğru olarak etki edeceği mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.
Her fotoğrafta olduğu gibi ilgi noktasına yerleştirebilecek bir yardımcı öğe ile fotoğraf biraz daha bakılası hale getirilebilir. Burada kullanılmasını tavsiye edebileceğimiz en önemli etkenlerden biriside büyüklük küçüklük oranıdır.
Büyük ve karlarla kaplı bir dağın zirvesinden aşağı kayan kayakçı küçük bir leke oluşturmasına karşın manzaranın ne kadar büyük bir alanı kapsadığı konusunda aydınlatıcı olacaktır.
Tıpkı “Örnek-3” adlı fotoğrafta olduğu gibi sarı rengin sıcaklığının üçte bir oranına göre mavi gökyüzüyle yumuşatılmış olması ve ilgi noktasına yakın bir yere konan siluet insan lekesi ile algının güçlü tutulması buna örnek olarak gösterilebilir.
Gene insan ve hayvan gibi faktörler manzara fotoğraflarına dâhil edildiklerinde çok dikkat edilmesi gereken noktalardan birisi, bu lekelerin manzaranın önüne geçmeyecek şekilde yerleştirilmesidir. Bu durumun çok önemli olmasının sebeplerinden birisi ise yüzlerinin ya da ifadelerinin tanınması durumlarında fotoğrafı manzara fotoğrafından çıkartıp değersiz bir fotoğraf konumuna düşürebilir.
Unutulmaması gereken diğer hususlardan birisi ise fotoğraf makinesinin tutuş açısıdır. Dikkat edilmesi gereken nokta; kompozisyonu kuracağınız yöne doğru görüş açısını tam ortalamalı ve makinenin yerden yüksekliğini manzaranın içine koyacağının lekelerin durumuna göre ayarlanmasıdır.
Bu tarz fotoğrafları çekerken o sırada güneşin durumu ve hava koşullarının oluşturmuş olduğu sis, yağmur ve benzeri doğa olaylarına bağlı olarak ışığın yönü ve gücü çekmiş olduğunuz fotoğrafın kalitesini hemen artırır. Bu bağlamda iyi bir fotoğrafçı hava durumunu takip etme kararlılığına sahip olmalıdır.
Bu söyleme iyi bir örnek olması maksadıyla gökkuşağını verebiliriz. Gökkuşağı fotoğrafları havanın parçalı bulutlu olduğu günlerde gerçekleşebilir.
Genellikle sabah ve akşam saatlerinde ışığın yanal olarak bulutların arasından geçerek yağmur içine dalması ile oluşur. Öğlen saatlerinde ışığın tam tepeden gelmesi sebebiyle gökkuşağı oluşma oranı bu yüzden çok azdır. “Örnek-4” adlı fotoğraf sabah saatlerinde çekilmiş bir fotoğraftır.
Aynı konuyu mevsimlere göre düşündüğümüz zaman ışık şartlarının ne kadar önemli olduğunu görürüz. Mesela yaz aylarında en uygun ışık 11:00’den önce ve 15:00’ten sonradır. Sebebini sorguladığımızda ise ışığın konu ya da manzara üzerine tam tepeden değil de belirli bir açı oluşturarak düştüğünü ve bu bağlamda gölgelerin lekeler üzerinde uzaması ile farklı etkiler oluşturduğu düşünebilinir.
Tabi ki tam tersini de düşünürsek, kış şartlarında en uygun saatlerin 11:00 ile 15:00 arasında olduğu söylenir. Buna karşın konu ve manzara ya da çekmek istediğiniz hikâye gerekli ışık ve gölge şartlarını veriyorsa ve uygun açıyı yakaladığınızı düşünüyorsanız. Günün her saati fotoğraf çekebilirsiniz.
Son olarak manzara fotoğrafları için şunu söylemek isterim… En iyi netliği sağlamak için ışığın müsaade ettiği aralıktaki en kısık diyafram açıklığını kullanmalısınız.
Gündüz bile olsa sehpa kurup mümkün olduğunca net fotoğraflar çıkartmalısınız. Eğer ışık size doğru geliyorsa şanslısınız. Siluet manzaralar birçok manzara fotoğrafına göre çok daha özel fotoğraflar vermektedir.
Sebebine gelirsek örnek olarak verdiğim fotoğrafta görebilirsiniz. Işığın ters ışık olarak geldiği durumlarda diyaframınızı daha fazla kısıp pozlama sürenizi yükseltmelisiniz.
Karanlıkta kalan yerleri kadrajınıza dramatize ederek insan algısının fotoğrafın en önünden en arkasına kadar süpürerek götürebilirsiniz… Bu söylemlerime örtüşecek fotoğraf ise “Örnek-5” adlı fotoğraftır.